Anne baba tutumları, çocuğun kişiliği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Freud, yaşamın ilk 6 yılında kişiliğin büyük bir kısmının oluştuğunu söyler. Çocuğun yetiştiği ortam ve sosyal çevresi, dünyayı algılaması ve yorumlamasına etki eder. Bundan dolayı anne baba tutumları kişiliğin oluşumu üzerinde etkili olan en büyük faktörlerdendir. 8 farklı anne baba tutumu bulunmaktadır.
Anne-Baba Tutumları |
1. Demokratik anne baba tutumu 2.Otoriter anne baba tutumu 3. Mükemmeliyetçi anne baba tutumu 4. Koruyucu anne baba tutumu 5. Aşırı hoşgörülü anne baba tutumu 6. İlmahkâr anne baba tutumu 7. Tutarsız anne baba tutumu 8. Reddedici anne baba tutumu |
Demokratik anne baba tutumu
En sağlıklı ebeveyn tutumudur. Bu ailede büyüyen çocuklar, aile içinde söz sahibidir, konuşmasına ve fikirlerine önem verilir. Çocuğa gerekli sınırlar içinde özgürlük tanınır. En önemlisi de anne babanın çocuğa karşı davranışları tutarlıdır. Yani ceza veya ödül konusunda ebeveynler ortak görüş içindedir. Bu durum çocuğun yaptığı yanlışları farketmesine ve doğru davranışlarını da anlamasına olanak tanır. Ebeveynler çocuklarına sevgilerini hissettirir ve olumlu bir iletişim içindedir.
Böyle ailede büyüyen çocuklar, girişken, sosyal, kendisini ifade eden, takım işlerine uyum sağlayan ve yapıcı bir kimliğe bürünürler.
Otoriter anne baba tutumu
Ebeveynlerin çocuklara karşı tutumları sert ve değişmezdir. Tüm kontrol anne babadır. Çocuğun yanlış yapmaya hakkı yoktur. Her zaman kendi bildikleri doğruları yapar ve çocukların düşüncelerini önemsemezler. Ceza verici ve emredici bir üsluba sahiptirler. Çocukların görmesi gereken ilgiyi göstermez ve çoğu zaman onları anlamaya çalışmazlar.
Otoriter ailede büyüyen çocuklar genellikle dıştan denetimli olurlar. Davranışları sürekli ebeveynleri tarafından kontrol edildiği için, başkalarının yönlendirmesine ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklar ilerleyen yaşlarda sosyal ortamlardan kopuk, kendisine güveni olmayan, pasif ve mutsuz kişiler olurlar.
Mükemmeliyetçi anne baba tutumu
Bu ebeveynler, çocuklarını filozof gibi görürler. Çocuklardan sürekli olarak üstün bir başarı bekleyişi içindedirler. Var olan başarı onlar için yeterli değildir. Çocuklarının kapasitesinin üstünde bir başarı bekleyiş içindedirler ve bunu görmek için de sürekli baskı yaparlar. Çocuklarının hataları hoş görülmez ve hata durumunda da aşırı bir tepki gösterirler.
Mükemmeliyetçi aile ortamında büyüyen çocuklar ileriki yaşlarda ya çok titiz olurlar ya da ailesinin istemediği bir dağınıklık içinde olurlar. Kendilerine güvenleri yoktur. Hata yapmaktan korktukları için başarılı olacağı işler olsa dahi yapmaya çekinirler. En ufak bir başarısızlıkta büyük hayal kırıklığı yaşayabilirler.
Koruyucu anne baba tutumu
Bu ebeveynler çocukları üzerine fazla titrerler. Çocuklarının her zaman için bir tehlike durumunda olduğunu düşünür ve her zaman onları kollayıp, gözetleme gereği duyarlar. Çocukları adına tüm sorumluluğu onlar alırlar çünkü çocuklarının öz yeterliliğinin düşük olduğuna inanırlar. Özellikle anneler çocuklarının büyüdüklerine inanmazlar. Her zaman yanlarında olmasını isterler.
Böyle ailede büyüyen çocuklar genellikle başkalarına ihtiyaç duyarak yaşarlar. Özgüveni düşük ve sorumluluk almaktan uzak kişiler olurlar. Daha çok tek çocuklu ailede bu örneklere rastlanmaktadır.
Aşırı hoşgörülü anne baba tutumu
Aşırı hoşgörülü ebeveynler çocuklarına sınırsız özgürlük alanı tanırlar. Onların her türlü ihtiyacını karşılar ve davranışlarını kontrol etmezler. Kurallar neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu ebeveynler çocuklarına karşı sıcak ve sevecendirler ancak kontrol etme konusunda her hangi bir çaba içine girmezler. Doğru ve yanlışı çocukların yaşayarak öğrenmesini beklerler. Cezalandırıcı davranışlardan kaçınırlar.
Böyle ailede büyüyen çocuklar, ilerleyen yaşlarında tutarsız, bencil ve şımarık olurlar genellikle. Sürekli başkalarının kendisine hizmet etmesini beklerler. Sorumluluk bilincinden uzak ve başkalarına bağımlı olurlar.
İlmahkâr anne baba tutumu
Bu ebeveynler çocuklarına gerekli ilgi ve sıcaklığı göstermezler. Anne babaların onlar üzerindeki denetemi düşüktür. Çocuklar anne babasını rahatsız etmediği sürece sorun oluşmaz. Rahatsızlık durumunda ise bu sorunu ortadan kaldıracak çözümler aranır. Çocuklara karşı denetim ve otorite yoktur ancak gerekli sevgi ortamı da oluşturulmaz.
Bu ailede büyüyen çocuklar genel bir yalnızlık içindedir. Fiziksel ve duygusal açıdan yalnız kalan bu çocuklar özgüveni düşük ve içe kapanık birileri olur.
Tutarsız anne baba tutumu
Bu ailedeki anne ve babanın davranışları birbiriyle uyuşmamaktadır. Tutarsızlık ve dengesizlik söz konusudur. Yani bazı durumlarda çocukların yaptıkları hoşgörülü karşılanırken bazen de cezalandırılır. Bundan dolayı çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanır. Çocuk, davranışlarını anne babasının o anki ruh durumuna göre sergilemeye başlar.
Bu ailede yetişen çocuklar kaygılı bir kişiliğe bürünebilirler çünkü, karar alırken neyin doğru neyin yanlış olduğunu pek bilmezler. Bundan dolayı özgüveni düşük ve başkalarının desteğine ihtiyaç duyan bireyler olurlar.
Reddedici anne baba tutumu
Bu ailedeki çocuklar ya evlilik dışı ya da istenmeyen bir durumda dünyaya gelmiştir. Bundan dolayı çocuğun varlığı onlara rahatsızlık vermektedir. Aileler bazen davranış ve tutumlarıyla çocuğa istenmediğini hissettirir, bazen de istediği her şeyi vererek başından savar. Çocuğun istediği her şeyi verip susturmak, baştan savmak da reddetmenin farklı bir yoludur. Çocuklara gerekli ilgi ve sevgi gösterilmez. Ebeveynler çocuklarına karşı bazen aşırı koruyucu, bazen mükemmeliyetçi, bazen de İlmahkâr tutumlar sergileyerek onlara karşı düşmanca tavırlarını ortaya çıkarır.
Böyle bir ailede büyüyen çocuklar, sevgi ve ilgiden uzak büyürler ve dünyaya karşı düşmanca bir tutum sergilerler. İnsanlara güvenleri yoktur, sevgiyle yaklaşan başka insanlara karşı da şüphecidirler.
Bireyin kişilik oluşumunda ebeveyn tutumu gibi bebeklikte yaşadığı yaşantılar da önemlidir. Bowlby’in bebeklik yaşantıları için ortaya attığı bağlanma kuramına bakmak için tıklayınız!
Bir yanıt yazın