Öğrenme Nedir?
Öğrenme, büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilmeyecek, yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranıştaki nispeten kalıcı izli değişmedir(Senemoğlu,2015).
Öğrenmenin Özellikleri
- Davranıştaki değişme bir yaşantı sonucu olmalıdır
- Davranıştaki değişme nispeten kalıcı izli olmalıdır
- Davranışta gözlenebilir bir değişme olmalıdır (mutlaka davranış değişikliği olmalıdır)
- Davranıştaki değişme; yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb. etkenlerle geçici bir biçimde meydana gelmemelidir
- Davranıştaki değişim sadece büyüme ve olgunlaşma sonucunda olmamalıdır. Sadece olgunlaşma sonucunda olan davranışlar büyüme değildir
- Doğuştan gelen davranışlar öğrenme ürünü olarak kabul edilmez (refleks ve içgüdü)
- Öğrenme zeka ve irade (istenç) ile ilgilidir
- Öğrenme bir yanıyla nörofizyolojik, diğer yanıyla psikolojiktir.
Öğrenme İle İlgili Bazı Temel Kavramlar
Uyarıcı
İçeriden ya da dışarıdan gelen organizmayı etkileyen her türlü etkendir.
İç Uyarıcılar | Acıkmak, susamak vb. |
Dış Uyarıcılar | Işık, ses, ısı vb. |
Tepki
Organizmanın uyarıcıya karşı göstermiş olduğu davranıştır
Yaşantı
Bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda bireyde kalan izdir.Ancak bireyin çevresiyle yaptığı her türlü etkileşim bireyde iz meydana getirmez. Yaşantının oluşabilmesi için, etkileşimin yaşantı eşiğini aşması gerekir.
Davranış
Organizmanın her türlü etkinliğine davranış denir. Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür.
Davranış Türleri
Doğuştan Gelen Davranışlar
Doğuştan getirdiğimiz davranışlarımızı eğitim yoluyla değiştiremeyiz. Örneğin; göz bebeğinin şiddetli ışıkta küçülmesi… Dolayısıyla, bu tür davranışlar eğitimin ilgi alanı dışındadır.
İçgüdü
- Doğuştan gelir, kalıtsaldır
- Türün bütün üyelerinde görülür
- Ertelenemez ve engellenemez
- Karmaşık davranış örüntüleridir.
- Uyarıcısı belli değildir
Örnek: Kuşların göç etmesi |
Refleks
- Doğuştan gelir
- Türün bütün üyelerinde görülür
- Bazıları ertelenebilir, bazıları ertelenemez
- Basit davranış örüntüleridir
- Uyarıcısı bellidir
Örnek: Göz bebeğinin ışığa tepkisi |
Geçici Davranışlar
Özel durumlarda gösterilen, sürekli olmayan davranışlardır ( Alkol, ilaç, uyuşturucu madde, hastalık vb. durumlar). Bu özel durum ortadan kalktığında davranış kaybolur. Öğrenme ürünü olarak kabul edilmezler.
Örnek: Bireyin yüksek ateş sırasında yaptığı konuşmalar. Daha sonra bu konuşmaları hatırlamaması |
Sonradan Kazanılan öğrenilmiş Davranışlar
İstendik Davranışlar
- Planlı eğitim (kasıtlı kültürleme) ürünü davranışlar
Örnek: Eğitimin tanımını söyleme |
- Gelişigüzel kültürlenme ürünü olan davranışlar (yaşam içinde öğrenilen)
NOT: Eğitim yoluyla, her zaman istendik nitelikte davranışlar kazandırılmaya çalışılır. Ancak bazen eğitimin hatalı yan ürünü olarak istenmeyen davranışlar meydana gelebilir.
Ör: Kopya çekmek (İstanmedik davranış) |
İstenmedik Davranışlar
- Kötü kültürel koşullar altında kazanılan davranışlar
- Eğitimin hatalı yan ürünü davranışları
Öğrenmeyi Etkileyen Temel Faktörler
Öğrenen İle İlgili Faktörler
Türe Özgü Hazır Oluş
Organizmanın herhangi bir davranışı öğrenebilmesi için gerekli olan biyolojik donanıma sahip oluşuna türe özgü hazır oluş denir.
Örnek: İnsanların uçamaması biyolojik donanımı ile ilgilidir. Papağan ve muhabbet kuşları sesleri taklit edebilirken bu özellik bıldırcınlarda ve martılarda yoktur. |
Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı
Uyarılmışlık düzeyi, bireyin çevreden gelen uyarıcıları alma derecesidir. Herhangi bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin

belli bir uyarılmışlık düzeyine gelmiş olması yani çevreden gelen uyarıcılara belirli bir düzeyde açık olması gerekir. Birey hastalık, yorgunluk, isteksizlik, açlık gibi nedenlerle çevreden gelen uyarıcılara dikkatini veremiyorsa düşük uyarılmışlık düzeyindedir. Panik, heyecan, aşırı kaygılanma, heyecanlanma gibi durumların etkisiyle aynı anda çok fazla uyarıcıya odaklanmaya çalışıyorsa yüksek uyarılmışlık düzeyindedir.
NOT: Uyarılmışlık düzeyinin düşüğü de yükseği de öğrenmeyi olumsuz etkiler. Bu nedenle etkili bir öğrenme için uyarılmışlığın orta düzeyde olması gerekir. |

Organizmanın bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren aşırı bir uyarılmışlık durumudur. Kaygı organizmanın içinden gelen bir uyarılmışlık durumudur. Tıpkı uyarılmışlık düzeyi gibi kaygı da orta düzey olmalıdır.
Yaş
İyi bir öğrenme gerçekleştirirebilmek için kişi belli bir olgunluğa ve yaş düzeyine ulaşmalıdır. Yaş, bir davranışın ortaya konulması için uygun zaman bölümünü gösterir.
Örnek: Okuma,yazma gibi davranışlar 6 ya da 7 yaşlarında daha etkili öğrenilir. |
Zekâ
Zeka, beynin öğrenme, anlama, soyut düşünme, sebeplendirme, planlama, problem çözme gibi zihinsel işlevlerine verilen isimdir. Zeka, zihinsel bir olgunlaşmadır ve önemli bir öğrenme yeteneğidir. Zeka düzeyi yükseldikçe öğrenmenin etkisi ve hızı artar. Zeka öğrenmedeki bireysel ayrılıkların en temel göstergesidir.
Güdülenme
Güdüler insanı harekete geçiren güçlerdir. Yani davranışı bir amaca doğru başlatan ve sürdüren bir iç şarttır. Güdülenme, önce ihtiyacın hissedilmesi, sonra ihtiyacın giderilmesiyle rahatlama şeklinde süreklilik göstermektedir.
Birincil Güdüler | Fizyolojik ihtiyaçları karşılayan, açlık, susuzluk, cinsellik gibi dürtülerle ilgilidir. |
İkincil Güdüler | Fizyolojik ihtiyaçlar dışında kalan; başarı, takdir edilme gibi ihtiyaçlarla ilgilidir. |
İçsel Güdüler | Güdünün kaynağı bireyin kendisidir. İçsel güdülenmede dışarıdan ödüle gerek yoktur. Ödül etkinliğin kendisidir. Birey görevi yaparken ya da bitirdiğinde doyuma ulaşır. |
Dışsal Güdüler | Organizmanın içinde yaşadığı çevrenin etkisiyle onu davranışa iten güçtür. Dışsal güdüler stataü ve sosyal kabul görmeyi içerirler. Öğrenme etkinliği ile doğrudan ilişkisi olmayan ödüllerle olumlu pekiştireçlerin kullanıldığı yaşantılar ile öğrenciler katılıma dıştan güdülenmiş olurlar. |
Fizyolojik Durum
Görme, işitme gibi duyum bozuklukları ya da kronik bedensel bir hastalık gibi sağlık bozukluğu durumunda öğrenmenin tam olarak gerçekleşmesi mümkün değildir.
Bireysel Farklılıklar
Her bireyin yapısı, algı düzeyi, olgunlaşması, karakteri, zekası birbirinden farklıdır.
Öğrenilenlerin Aktarılması (Transfer)
Kişinin ön bilgileri bazen yeni öğrenmeyi kolaylaştırır, bazen de zorlaştırır. Bunu aktarma (transfer) denir. Aktarma olumlu ya da olumsuz olabilir.
Olumlu Transfer | Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve becerilerin bir başka alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmesini desteklemesi ve kolaylaştırmasıdır. |
Olumsuz Transfer | Eğer önceki öğrenmeler yeni öğrenmeleri zorlaştırıyorsa, buna olumsuz aktarma denir. |
Öğrenme Yöntemi İle İlgili Faktörler
Öğrenmeye Ayrılan Zaman
Öğrenciler iki türlü çalışma zamanı göstermektedirler. Birincisi; ilgili konuların araklılarla tekrar edildiği “aralıklı çalışma”, diğeri ise yalnız sınav zamanı çalışmayı ifade eden “toplu çalışma”dır. Aralıklı öğrenmede bilgiler daha kalıcıdır. Toplu öğrenmede ise daha çabuk unutulur.
Öğrenilecek Konunun Yapısı
Öğrenilecek konunun yapısına göre “parçalara bölerek” ya da “bütün halinde” çalışılabilir. Uzun koluarda parçaya bölme, anlamlı konularda bütün halinde çalışmak daha faydalıdır. Bütün-parça-bütün şeklinde öğrenmeler genellikle daha etkili bir öğrenme sağlar.
Aktif Katılım
Birey, bütün duyu organlarını öğrenmede işe koşmalı, yaparak yaşayarak öğrenmelidir.
Geri Bildirim
Ne kadar öğrenip ne kadar öğrenilmediği hakkında öğretmen, mutlaka bilgilendirilmelidir. Geribildirim anında yapılmalıdır. Aradan geçen zaamn öğrenme güdüsünü zayıflatır. Etkin dönütü kişi kendisine verir. Geribildirim yönlendirici, güdüleyici ve pekiştiricidir.
Öğrenme Malzemesi İle İlgili Faktörler
Algısal Ayırt Edilebilirlik
Etraftaki diğer uyarıcılardan ayırt edilemeyen bir uyarıcının öğrenilmesi zor olacaktır. Kitaplardaki italik, renkli ve kalın yazılar, öğretmenin ses tonu algısal ayırt edilebilirliği sağlaması içindir.

Anlamsal Çağrışım
Zihinde bir takım çağrışımları sağlayan öğrenme malzemesi öğrenmeyi kolaylaştırır. Anlamsal çağrışım hatırlamalarda ipucu olur. Anlamsal çağrışımlar bireye özgüdür. Dersin başında yapılmalıdır. Bir bilgi ile ilgili bireyin ne kadar yaşantısı varsa bilgiyi öğrenmesi ve hatırlaması o kadar kolay olur.
Kavramsal Gruplandırma
Öğrenilen konunun benzerliklerine göre gruplandırılmasıdır. Öğrenme konusu olan bir kavramın ilişki içinde olduğu diğer kavramlar ile ilişkilendirilerek iki boyutlu bir şemada gösterilir. Bilginin zihinde somut ve görsel bir şekilde düzenlenmesini ve öğrenilmesini sağlar. Düşünceyi bütüncül hale getirir.
Telaffuz Edilebilirlik
Öğrenme malzemesi, öğrencinin anlayacağı bir dilde, açık ve net olarak sunulmalıdır.
Bir yanıt yazın