Tolman’ın Amaçlı Davranışçılık Kuramı

tolman-davranis-kurami

Tolman’ın amaçlı davranışçılık kuramına  göre öğrenme, insan ya da hayvan davranışlarının belli amaçlar, beklentiler, ön bilgiler ve düşünceler gibi etkinliklerinin anlamlı ilişkileri sonucu oluşur. İçe bakış yöntemini reddetmekte beraber, psikolojinin objektif bir bilim olmasını savunmuştur. Tolman, Davranışçılardan farklı olarak öğrenmenin küçük davranış birimleriyle değil de bütüncül (molar) davranışlarla açıklamaktadır. Bu yaklaşımıyla davranışçılığı Gestalt’la birleştirir. Amaçlı davranışçılık kuramının bir diğer adı da işaret-gestalt kuramıdır.

AMAÇLI DAVRANIŞÇILIK KURAMININ GENEL ÖZELLİKLERİ

BÜTÜNCÜL (MOLAR) DAVRANIŞ

      Bütüncül davranıştaki ana nokta davranışın amaçlı olmasıdır. Parçalara ayrılarak açıklanan davranışın, bütüncül davranışlara göre anlamlı kaybettiğini vurgular. Öğrenmenin moleküler davranışlar üzerinden açıklanması, uyarıcı-tepki bağlamında incelenmesi davranışın amaca yönelik bütüncül bir şekilde incelenmesi kadar doğru bilgiler vermez.

AMAÇLI DAVRANIŞ

     Tolman, organizmanın davranışlarını dışarıdan gelen belli uyarıcılara verilen tepkiler olarak değil bu uyarıcılara belli amaçlar doğrultusunda tepki verildiğini söylemektedir. Öğrenmenin temel olarak çevreyi keşfetme süreci olduğunu ileri süren Tolman, bu keşfetme süreci sayesinde bazı olayların başka olayları doğurduğunu, bazı işaretlerin başka işaretlere götürdüğünü bu sayede amaca ulaşıldığını söyler. Kısacası yaptığımız tüm davranışlar içinde bulunduğumuz amaca yöneliktir. 

 Örneğin siz bu yazıyı okurken Tolman’nın amaçlı davranışçılık kuramı hakkında bilgi sahibi olmaktasınız. Ama bunu okumanızdaki asıl amaç belki sınavdan herkesten yüksek not almak, belki de KPSS’de iyi bir başarı yakalamak ve böylece mutlu olmaktır. 

BEKLENTİ

     Tolman’ın amaçlı davranışçılık kuramında ödül ve beklenti Davranışçılara göre çok az bir öneme sahiptir. Organizma için önemli olan şey beklentidir. Yani davranışı meydana getiren nasıl güç bir beklentinin olmasıdır.  Bu bakımdan organizma bir davranışta bulunurken beklentisini karşılayan davranışı yapma olasılığı yüksek iken, beklentisini karşılamayan davranışını yapma olasılığı düşüktür. Güzel bir yemek için bir lokantaya gittiğimizde beklentimiz karşılanıyorsa bu davranışın yapılma olasılığı artar. Aksi taktirde lokantaya gitme olasılığınız başka bir zaman için düşük olur.

GÜDÜLENME

     Güdülenme, organizmanın çevrede hangi olaylara dikkat edeceğini belirler. Sınava çalışmak için sessiz bir yere ihtiyaç duyma bizi kütüphane veya benzeri sessiz bir yere gitmemizi güdülerken, acıktığımızda yemek yiyebileceğimiz bir yere götürmeye güdüler. Yani beklentilerin oluşmasını sağlayan güdülenme organizmanın harekete geçmesinde etkili bir işlev görür. Bununla beraber Tolman sosyal güdülerin fiziksel güdülenmeden daha etkili olduğunu söyler. Toplum içinde başarılı bir noktaya gelme, sınavdan yüksek puan alma, saygınlık kazanma gibi durumlar birey için fizyolojik güdülenmelerden daha önemli bir işleve sahiptir.

İŞARET ÖĞRENME

     Organizma belli yaşantılar veya durumlar sonucunda bir olayın başka bir olaya sebep olacağını veya bir işaretin başka bir işareti duracağını bilmesidir. Örneğin havanın bulutlu olması yağmuru işaret ederken, kuşların göç etmesi soğuk havanın geldiğini işaret eder.

BİLİŞSEL HARİTA

     Organizmanın çevreye ilişkin organize edilmiş bilgisine bilişsel harita denir. Amaçlı davranışçılık kuramında bilişsel harita önemli bir noktada bulunmaktadır. Bu kurama göre bilişsel harita, bizim dünyayı nasıl algıladığımızı gösteren bilişsel simgelerin zihindeki yeridir. Yaşadığımız şehirdeki yolları ve gideceğimiz yerleri bilmemiz, okula en kısa hangi yoldan gideceğimizi bilmemiz bilişsel harita sayesinde gerçekleşir.

YER ÖĞRENME

     Bilişsel harita sayesinde çoğu kez farkına varmadan çevreyi veya mekanı tanımamızı sağlayan öğrenmedir. Üniversiteye ilk başladığınızda aradan geçen belli bir süreden sonra üniversite ait bütün birimlerin yerlerini kolaylıkla bilmeniz buna bir örnektir.

     Tolman’ın yukarıda hazırladığı labirent deneyiyle yer öğrenme kavramını açıklamıştır. Bu deneyde labirente alınan fareler herhangi bir uyarıcıya maruz kalmadan serbestçe dolaşmalarına izin verilmiştir. Daha sonra bu fareler aç olarak başlangıç kutusuna bırakılmış ve amaç kutusuna da yiyeceklere hangi yoldan gideceklerine bakmıştır. Fareler yiyeceğe ulaşmak için en kısa yol olan Yol 1’i kullanmışlardır. Bu yola bir engel bırakıldığında ise fareler Yol 3’ten daha kısa olan Yol 2’yi kullanmışlardır. Bu yola da engel bırakıldığında fareler son olarak en uzun yol olan Yol 3’ü kullanmışlardır. Bu deneyle beraber Tolman yer öğrenme kavramının genellikle farkına varılmadan gerçekleştiğini ve organizmayı en kısa yoldan amaca götürdüğünü söylemiştir.

ÖRTÜK (GİZİL) ÖĞRENME

     Organizmanın herhangi bir çaba harcamaksızın farkına varmadan gerçekleştirdiği öğrenmedir. Örtük öğrenme, davranış performansa dönüştürülünceye kadar açığa çıkmaz. Bu durum öğrenmenin bir hedef olmadan gelişigüzel bir şekilde oluştuğunu göstermektedir.

Not: KPSS’de Tolman’ın amaçlı davranışçılık kuramından en çok örtük öğrenme kavramı sorulmuştur.

     Örneğin daha önce bir kaç kez gittiğiniz bir AVM’ye farklı bir şey almak için tekrar gittiğinizde alacağınız şeyin hangi tarafta olduğunu kolaylıkla bulabilmeniz örtük öğrenmenin gerçekleştiğini gösterir.

TOLMAN’DA ÖĞRENME TÜRLERİ

Kateksis öğrenme

     Kateksis ögrenme, belli bir inanç, kültür veya topluma bağlı olarak bir dürtünün belli uyarıcılar tarafından giderilmesi veya uzaklaştırılmasıdır. Kateksis öğrenme veya kalıp öğrenmenin olumlu kateksis veya olumsuz kateksis olmak üzere iki türü vardır.

Olumlu kateksis

     Buradaki kalıp öğrenme biçiminde belli dürtüleri gidermek amacıyla içinde bulunduğu sosyokültürel inançlar doğrultusunda belli nesneleri aramasıdır.

     Örneğin genel olarak Karadenizliler yemek için daha çok hamsiyi tercih ederken, İtalyanlar makarnayı tercih ederler.

Olumsuz kateksis

     Burada ise birey içinde bulunduğu durumda belli dürtüleri gidermek için belli nesnelerden uzak dururlar.

     Örneğin Hindular acıktıklarında inek eti yemezler buna benzer olarak bir Müslüman da domuz eti yemekten uzak durur.

Eşdeğer İnançlar

     Organizma için alt amacın, ana amaçla aynı etkiye sahip olması alt amacın eşdeğer inanç olduğunu gösterir. Davranışçılar buradaki alt amacı ikincil pekiştireç olarak kabul ederler. Ancak arada şöyle bir fark vardır, Davranışçılar pekiştireci açlık, susuzluk gibi fizyolojik ihtiyaçlar olarak görürken, Tolman fizyolojik ihtiyaçların üstüne çıkmaktadır. Örneğin ev temizliğinde annesinin övgüsünü alan ve taktir edilen bir çocuğun bu sevgiyi ve övgüyü tekrar almak için annesine başka zamanlarda da yardım etmesi. Buradaki ev temizliği, çocuğa takdir edilme, sevilme getirdiği için eşdeğer inanç olmuştur.

Alan beklentileri

     Organizmanın bir durumun başka hangi duruma götüreceğini bilmesidir. Burada uyarıcı-tepki değil de uyarıcı-uyarıcı bağlantısı vardır. Örneğin bireyin bir işareti gördüğünde onu takip eden başka bir işaretin geleceğini bilir. Otobanda yolun ilerisinde bir yol ayrımı olduğunu gösteren levhayı gören sürücü, yol ayrımına geldiğinde hangi taraftan gideceğini gösteren levhanın orada olduğunu bilmesidir.

Alan biliş yöntemi

     Alan-biliş yöntemi, bir problem çözme stratejisidir. Belli durumlarda algısal alanı düzenleme eğilimidir. Belli bir problemle karşılaşan organizma, bilişsel alandaki bilgilerini hem yeni durumlara transfer eder hem de problemin çözümlenmesi sürecinde edindiği yeni izlenimlerle ilişkilendirerek öğrenir.

Dürtü Ayrımları

     Organizmanın kendi dürtü durumunu bilip bu amaçla davranışta bulunmasıdır. Labirente konan fareler susadıklarında hangi yöne gideceğini acıktığında hangi yöne gideceğini öğrendikten sonra fizyolojik ihtiyacına göre davranışta bulunur. Eğer birey gerek fizyolojik olsun gerek sosyal olsun güdüsel ayrımının farkında değilse doğru davranışta bulunamaz bu yüzden amacına ulaşamaz. 

Hareket biçimleri

     Gelen uyarıcılar doğrultusunda tepkinin bu uyarıcılar ile eşleşmesi ve devamlılığını göstermesini hareket biçimi olarak tanımlamıştır Tolman. Buna göre tepki hem öğrenme sürecinin bir ürünü hem de yeni hareket biçimlerine yön veren temel bir dinamiktir.

Öğrenme Psikolojisi konularının devamı için buraya tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir